Cumartesi, Aralık 31, 2005

Ne title'ı lan saat 4 olmuş(tr saatiyle)

Hayatta sadece az da olsa müzikten anladığımı düşünüyorum.Birkaç fotoğraf eşliğinde anamın-babamın doğduğu toprakları görün istedim.Orada (Balkanların ortası) hala Türkçe konuşulduğunu ve bir şekilde bir şeylerin(ben Osmanlı ruhu diyorum bu şeylere , siz başka bir şey derseniz ona da saygı duyarım) devam ettiğini bilin istedim.Belki merakınızı celbeder de araştırırsınız nasıl bir coğrafya olduğunu diye hayal ettim.Altına da hani sağlam , duyguları oynatacak , merakı tetikleyecek bir parça döşedim.Klarnet hayatımı değiştirdi ben de onun yardımıyla bir şeyleri değiştiririm diye de düşünmüş olabilirim.Sadede gideceğim yok o gelsin bari.Benim "resimli fotoğraf albümcüğü denemesi" bilmeden-istemeden amacını aştı hatta kaderi yolundan şaştı(öyle diil deme ööle ööle.)Ne desem havada kalacak ve bu hiç havadar olmayacak..

Not:Ozo bu yazıya yorum yazmazsan sevinirim.

Notn't:Blogdan blogçuya seslenmek , kulaktan kulağa oynamak gibi bir şey geliyor bana.Günlükçü blogcular kendilerine blogforum diye bir site kursalar ya.Ben de aynı duruma düştüğümün farkındayım , tekrarında şeriatin kestiği parmağımı yerine diktirmeyeceğimi taahhüd ederim.

Çarşamba, Aralık 28, 2005

Hiç Değişemedi ya da Hep Kahır



Perşembe, Aralık 22, 2005

you've changed

Pazartesi, Aralık 19, 2005

Şikayetinizi bana,memnuniyetinizi dostlarınıza bi zahmet


Bu adamı ilk dinlediğimde tüylerim ürperdi.İçim bir fena oldu.Gerçi o bir reklam müziği idi ve reklam da adamın içine oturan cinsten bir şeydi.Kimisi reklama duygu sömürüsü dedi ,kimisi pazarlama stratejisinin doğru bir halkası ,ben ve benim gibiler de "Ulan böyle de Harmandalı çalınmaz ki arkadaş"dedi.Müzikle biraz daha fazla ilgili olan kesim bu işin arkasını bırakmadı.Sonunda bu akıllara zarar müziğin "Laço Tayfa" adlı rahatsız müzisyenler topluluğunun eseri olduğu ortaya çıktı.Grubun beyni olan klarnet çalan arkadaş 5 yaşında eline aldığı klarneti şu anda içinde bulunduğu 29 yaşına kadar hiç bırakmamış.

11 yaşında kendine bir hedef belirliyor ve Kibariye ile Muazzez Abacı'nın arkasında çaldığında kendisinin artık "olmuş" bir müzisyen olacağını düşünüyor.İki sene sonra dünyası yıkılıyor çünkü 13 yaşında iki şarkıcının da arkasında çalarken buluyor kendisini.Artık kendine hedef koymamaya karar verir.Bugüne kadar bir çok şarkıcının arkasında ve albümünde çalmasının dışında kurucusu olduğu Laço Tayfa 2,5 albüm yayınladı.Ve geçtiğimiz Eylül ayında ilk solo albümü yayınlandı.İşte o albümün ilk İzmir konserinde Cuma akşamı buradaydı.Ne mekanın kalabalık ve havasız olması ne de ses düzenindeki aksaklıklar onu yıldırmadı.Mükemmel müzisyen arkadaşlarıyla herkesi büyüleyip evine gönderdi.

Dünya gözüyle onu canlı izlemeden hadi olmadı TV'de ya da videosunu izlemeden hadi o da olmadı bir kaset ,CD vb'den dinlemeden göçüp gitmek gerçekten çok yazık olur.Kimileri "Klarnet mi? hıh hiç tarzım değil diyebiliyor başta ama sonra mürid olanlar da az değil.Yani 60 yaşındaki babamın Bedia Akartürk'ten sonra birini böyle hayranlıkla izlemesi bile onun ne kadar geniş kitlelere müzik yaptığının bir kanıtı benim için.

Olur da "Yaa bu kadar anlattın merak ettim şimdi ,yok mu bu adamın bir web adresi?
Var

Bir de albümdeki tek bestesi "Çığ" var ki ..

Perşembe, Aralık 15, 2005

Pla-tonik

Kerem dakikalarca izledi onu.Aslında bu ilk görüşü değildi.Ama her seferinde ayrı bir heyecanla alıyordu soluğu yanında.Her seferinde ona olan duyguları perçinleniyordu.Fakat bir türlü açılamıyordu.Bazı özel durumlar vardı onları bir araya getirmeye engel ve Kerem en kısa zamanda bu engelleri ortadan kaldıracaktı.O ise herkesin ilgisi onun üzerinde halinden pek memnun görünüyordu. Kerem onu görmeye geldiğinde pek pas vermiyor ama umut vermeyi de ihmal etmiyordu.

Yine benzer bir günde Kerem onu göremedi.Adeta deliye dönmüştü.Oradakilere sordu nerede olduğunu.Birkaç güne geleceği yanıtını aldı.Üzgün ve ümitsiz ordan uzaklaştı.O gece güç bela uyudu.Ertesi gün karar verdi.Ne pahasına olursa olsun onu ilk gördüğünde açılacaktı.Gitti ve o yine oradaydi.Yanına yanaştı,hafifçe dokundu.Heyecandan eli ayağı kesilmişti.Kulağına eğilip şunları fısıldadı: "Kumbaramı kırdım ama sana yetecek kadar para çıkmadı içinden,üzgünüm".


Mağazadan ayrılırken son bir defa tekrar baktı basketbol ayakkabısına ve el salladı.

Levent Yüksel-Uslanmadım

Cuma, Aralık 09, 2005

Yeter artık Lebron James!!

Bu sabaha karşı 4.00 sularında bloglar arası gezinirken , acaba bu saatte benim gibi uyku saatleri dengesiz biri var mıdır diye düşünüp messenger açtım.Ama kimse yoktu.Teknolojik hilelerin bizi bu çağın nimetinde de yalnız bırakmamasının bir örneği olan oturum açarken "Çevrimdışı Göster" seçeneği bende de etkin.Sonra şu geldi aklıma.Acaba benim gibi şu anda uyanık olup ve ne tesadüf ki bilgisayarının başında messenger açan bu da yetmezmiş gibi kendini "Çevrimdışı Göster"en kişiler olabilir miydi?Evet olabilirdi.

2005'in şu son günlerinde bence 2006'ya daha dürüst girebilmek için artık "Çevrimiçi" olalım.


Türkiye'nin genç kanun ustalarından Göksel Baktagir ; kanun,keman ve piyano triosu olan albümü "Hayal Gibi 2"den Kürdi Saz Semaisi - Masum Aşk

Perşembe, Aralık 08, 2005

Buçuk Fantasy

Genelde virüs size bir arkadaşınız ya da ailede ağabey diye hitap ettiğiniz birinden "Yesterday" bakterisiyle bulaşır.Normal olarak bünyeyi sarsmaz.Ardından bahsi geçen kişi biraz da "Let it Be" bulaştırır bünyenize.Bu ikincisiyle beraber vücuttaki savunma yavaş yavaş zayıflar.Bunun üzerine "Love me Do" , "Please Please Me" ve "Saw Her Standing There" gelir-ara vermeden-.Artık maalesef bünyeniz bu amansız virüsün esiridir.Siz de deliler gibi "Beatles" dinleyen kitleye dahilsinizdir.Ama aranızdan bazıları -daha derin müzik dinleyicileri- bununla yetinmeyip ; şarkılarda söz-müzik kime ait,düzenlemeleri kim yapıyor gibi sorulara cevap ararken ister istemez onu farkedip birden solo çalışmalarına yönelmeye başlar.Bu virüsün doğal ilerleme seyri olduğu için bünyede öncekiler gibi belirgin emareler görülmez."Burada da "Twist and Shout" , "Imagine" ve "Stand by Me" gibi virüslerle karşılaşırız.Sonra öğreniriz ki "o" başka planlar yaparken başına başka şeyler gelir.Misal bir silah.İşte o silah 8 Aralık 1980'de ateşlenmişti.
"Hayat siz başka planlar yaparken başınıza gelendir" - John Lennon
Bugüne özel iki şarkı , biri Stand by Me diğeri de Working Class Hero

Cuma, Aralık 02, 2005

Kusura bakma Paşam , kapattık

İlkokul çağlarındayken ben , şehirlerarası yolların dağ benzeri yüksek yerlerinde "Tırmanma Şeridi" diye bir tabelanın varlığını hatırlıyorum.Hala da vardır herhalde.Ama ben bir türlü tam olarak netleştiremedim anlamını zihnimde.Bir de "Rakım" vardı -bu çözemediğim kelimeler arşivinde-.Yıllar sonra düşündüm de ; İzmir-Ankara yolu üzerinde "Belkahve" diye bir yer var.Yukarıdaki kelimeleri barındıracak yükseklikte aynı zamanda.Türk ordusu Kurtuluş Savaşı'nda İzmir'e girerken Atatürk dürbünüyle(Bkz.foto) orduyu burdan yönetmiş.Şimdi restoranlar falan var anıtın etrafında.Acaba şöyle bir diyalog yaşanmış mıdır? Atatürk : İsmet! nerde kaldı benim "Rakım"?

Yunan müziğinin usta isimlerinden Antonis Remos'un zeybek formundaki bi şarkısı.

Ego Yenithika Aetos

Perşembe, Aralık 01, 2005

Allah zihin açıklığı versin

Anneler ; kocasıyla önceki akşam çok şiddetli tartışmış
ya da çocuğuna yaptığı bi yaramazlıktan dolayı ne
kadar kızmış olursa olsun onları okula ve işe gönderirken
"güle güle" demeden kapayamaz kapıyı.

--------------------------------------
Bi ara bi Ford Focus reklamı vardı.Adam havaalanında check in'e girmeden son olarak sevgilisine "Döndüğümde evleniyoz.Tamam mı?" der.Adam gider , uçak havalanır ve kadın focusla toprağa "NO" yazar..Bu reklamda çalan şarkı James Brown'un efsane yorumuyla "It's a mans world" şu linkte mevcuttur

its a mans world